RSS

17 Nisan 2013 Çarşamba

Nolte Homa Studio'da Gurme gecesi

 Neredeyse bir ay oldu ama ben ancak paylaşma fırsatı buldum...
Ankara,Çankaya'da bulunan Nolte Home Studio ünlü bir Alman mutfak dekorasyon mağazası.Mağazanın bir bölümü keyifli sofralara ev sahipliği yapabilecek şekilde tasarlanmış.Biz de sahiplerinden Gamze hanımın davetiyle,meşhur şef Baron Meshkin tarafından yapılan yemeklerin eşliğinde oldukça keyifli bir akşam geçirdik.Şef bize Endonezya mutfağından çok güzel bir menu hazırlamış;balkabaklı çorba,Endonezya usulü tavuk ve sebzeli pilav ve tatlı olarak çok nefis bir cheese cake(tatlının uzak doğu mutfağından olmaması da çok isabetliydi,bana göre tatlı uzak doğunun işi değil:))) 
 
Baron tarifleri paylaşmama izin vermedi ama soya sosunu pekmezle yumuşatmasını ve zeytinyağını aynı oranda fındık ve üzüm çekirdeği yağları ile karıştırarak kullanmasını ipucu olarak vermemde bir sakınca yok sanırım.Balkabağı çorbasına hayran kaldım,bütün önyargıları kaldırabilir,sevmeyenleri de havuç patates diye kandırabilirsiniz:))
 
Bu arada mutfağınızı yenilemek gibi bir planınız varsa,Nolte'ye mutlaka uğrayın.Alman bakış açısı çok kullanışlı ve yaratıcı çözümler getirmiş...
 


27 Temmuz 2012 Cuma

Dublin günlükleri 2

Jameson Viski Fabrikası(damıtım evi)

Dublin gezisinin en keyifli kısımlarından biri de geleneksel İrlanda viskisinin nasıl yapıldığını görmek oldu.Jameson viski damıtım evi,John Jameson tarafından 1780 yılında kurulmuş.John Jameson'un viskinin kalitesini sürekli kılmak için en önemli felsefesi her malzemenin,her yöntemin en iyisini kullanmak olmuş.
 İrlanda viskisinin yapımı aşamasında çeşitli süreçlerden geçiliyor.Diğer viskilerden ayıran en önemli özelliği de yapımı esnasında üç kere damıtılıyor olması.
Viski yapımında saf su,malt(çimlendirilmiş arpa tohumlarının kurutulmasıyla elde ediliyor) ve malt olmayan iki çeşit arpa kullanılıyor.Arpalar hasat zamanı satın alınıyor.Bir sonraki aşama malt arpaların kapalı fırınlarda kurutulması,böylece İskoç viskisinin aksine,tütsülenmemiş yumuşak bir tat elde edilmesi sağlanıyor.
Kurutulmuş arpa su değirmeninde öğütüldükten sonra 63 derecelik sıcak su  ile ezme fıçılarında karıştırılıyor.4 saatlik karışımdan sonra mayalı su fermente edilmeye başlanıyor.80 saat sonunda %8'lik bir alkol oranına ulaşışıyor.
Daha bitmedi..sırada distilasyon ve olgunlaştırma var.Distilasyon alkolü sudan ayrıştırma işlemi.Buharlaştırma yöntemiyle alkol büyük bakır kapta buharlaşıyor.Bourbon viski bir kere,scotch iki kere distile edilirken,İrlanda viskisi üç kere distile ediliyor.Son olarak meşe fıçılarda olgunlaşmaya bırakılıyor. %40 alkol derecesine ulaşmış viski son olarak şişelenip tüketiciye ulaşıyor...






17 Mayıs 2012 Perşembe

Dublin günlükleri 1

İrlanda Yahnisi'nden başlamak lazım...
İrlanda,Avrupa'nın ekonomisi büyük ölçüde tarıma ve hayvancılığa dayalı,küçük bir ülkesi.Zaten havaalanına indiğinizde,ilk olarak İrlanda havayollarının logosu yeşil yonca yaprakları olan uçakları dikkatinizi çekiyor.Daha sonra hediyelik eşyalardaki kuzular...Ortam böyle olunca en meşhur yemekleri de bol sebze ve kuzu eti ile yapılmış "İrlanda Yahnisi".Ben çok lezzetli buldum ve oralara yolunuz düşerse ya da başka bir Avrupa ülkesinde İrlanda yahnisi yapan bir yer görürseniz denemenizi tavsiye ederim.Aslında annelerimizin yaptığı klasik haşlama yemeklerinden çok da farkli değil.İçine konulan taze kekik,biberiye ve kereviz sapı;kuzu eti,patates ve havuçdan yapılmış sıradan bir haşlama yemeğini çok lezzetli hale getirmiş.
Özellikle nerede yiyelim diye sorarsanız,Dublin'de Temple Bar bölgesindeki pubların birinde yiyebilirsiniz.










10 Nisan 2012 Salı

Çırağan'da öğle yemeği...

Çırağan Oteli'nin içinde bulunan Laledan Restoran'da,muhteşem deniz manzarası eşliğinde keyifli bir öğle yemeği yiyebilirsiniz.Laledan'da özellikle kısa sürede keyifli bir yemek için, çok sade fakat lezzetli günlük öğle yemeği menüsü sunuluyor.Ben çok lezzetli bir minestrone çorbası ve İtalyan usulü tavuk ızgaradan yana yaptım seçimimi.Sade yemek menüsünü  kıyasla,zengin bir şarap menüsü var.Yanında ikram edilen yıllanmış parmesan da çok leziz.Tatlı olarak da muhteşem ve gerçek bir tiramisu..Yemeklerin yanısıra servis de gerçekten çok özenli.Yolunuz düşerse mutlaka deneyin derim.

6 Nisan 2012 Cuma

MUHTEŞEM İSTANBUL MANZARA'SI VE YEMEK KEYFİ...

Uzun zamandır blogumdan ayrı kalmıştım.Yemek keyfine dönüştürdüğüm,yağmurlu ve soğuk bir İstanbul seyahatini paylaşmak istiyorum...

Mikla Restaurant

Mikla ünlü şef Mehmet Gürs'ün sahibi olduğu restaurant.Menüsü de
gerçekten kendisine yakışır bir şekilde hazırlanmış.The Marmara Pera Oteli'nin teras katında bulunan Mikla,misafirlerine muhteşem bir manzara keyfi yaşatıyor öncelikle...menüsü de oldukça özenle seçilmiş ve sade.Ana yemeklerde süz kuzusundan yapılmış et yemeklerini şiddetle tavsiye ederim.Oldukça da zengin bir şarap menüsü var.Ben yanında İtalyan Chianti tercih ettim.Çok hafif ve içimi güzel..Tatlı menüsüne çok kefil olamıycam ama keyifli bir akşam yemeği için gidilmesi gereken bir yer.

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Deniz ürünleri ve balık...Marmaris-Selimiye Sardunya Restoran

Marmaris'ten yaklaşık 40 km, Datça 'dan da yaklaşık 60 km uzaklıktaki şirin Selimiye köyüne uğramalısınız, o taraflara giderseniz.Şirin,doğallığını fazla kaybetmemiş bir Ege koyu...Köye girdikten 100-150 metre sonra Sardunya Restoran var.Küçük otoparkından içeri girdikten sonra fark ediyoruz ki,o sakin ve mütevazi köyün en hareketli köşesi,zira birçok yat ve tekne yolcularını da ağırlıyor.
Yemekler ve mezeler çok leziz...özellikle kalamar ızgaranın tadına mutlaka bakmalısınız.Lagos ızgarada oldukça güzel pişirilmişti,zaten tazeliğine laf yok.Fava(çok severim) biraz kuruydu ancak diğer mezelere laf yok.Yemeğin üstüne yediğimiz incecik dilimlenmiş kabak tatlısı da,balık ve tatlı uyumunda gayet başarılıydı.
Servis konusunda çok övgüde bulunamayağım ancak kalabalığı da göz ardı etmiyorum.
Selimiye 'ye yolunuz düşerse çok kalabalık olmayan bir günde Sardunya'ya mutlaka uğrayın.(Bebekliler için bakım odası bile var:))