RSS

27 Temmuz 2012 Cuma

Dublin günlükleri 2

Jameson Viski Fabrikası(damıtım evi)

Dublin gezisinin en keyifli kısımlarından biri de geleneksel İrlanda viskisinin nasıl yapıldığını görmek oldu.Jameson viski damıtım evi,John Jameson tarafından 1780 yılında kurulmuş.John Jameson'un viskinin kalitesini sürekli kılmak için en önemli felsefesi her malzemenin,her yöntemin en iyisini kullanmak olmuş.
 İrlanda viskisinin yapımı aşamasında çeşitli süreçlerden geçiliyor.Diğer viskilerden ayıran en önemli özelliği de yapımı esnasında üç kere damıtılıyor olması.
Viski yapımında saf su,malt(çimlendirilmiş arpa tohumlarının kurutulmasıyla elde ediliyor) ve malt olmayan iki çeşit arpa kullanılıyor.Arpalar hasat zamanı satın alınıyor.Bir sonraki aşama malt arpaların kapalı fırınlarda kurutulması,böylece İskoç viskisinin aksine,tütsülenmemiş yumuşak bir tat elde edilmesi sağlanıyor.
Kurutulmuş arpa su değirmeninde öğütüldükten sonra 63 derecelik sıcak su  ile ezme fıçılarında karıştırılıyor.4 saatlik karışımdan sonra mayalı su fermente edilmeye başlanıyor.80 saat sonunda %8'lik bir alkol oranına ulaşışıyor.
Daha bitmedi..sırada distilasyon ve olgunlaştırma var.Distilasyon alkolü sudan ayrıştırma işlemi.Buharlaştırma yöntemiyle alkol büyük bakır kapta buharlaşıyor.Bourbon viski bir kere,scotch iki kere distile edilirken,İrlanda viskisi üç kere distile ediliyor.Son olarak meşe fıçılarda olgunlaşmaya bırakılıyor. %40 alkol derecesine ulaşmış viski son olarak şişelenip tüketiciye ulaşıyor...






17 Mayıs 2012 Perşembe

Dublin günlükleri 1

İrlanda Yahnisi'nden başlamak lazım...
İrlanda,Avrupa'nın ekonomisi büyük ölçüde tarıma ve hayvancılığa dayalı,küçük bir ülkesi.Zaten havaalanına indiğinizde,ilk olarak İrlanda havayollarının logosu yeşil yonca yaprakları olan uçakları dikkatinizi çekiyor.Daha sonra hediyelik eşyalardaki kuzular...Ortam böyle olunca en meşhur yemekleri de bol sebze ve kuzu eti ile yapılmış "İrlanda Yahnisi".Ben çok lezzetli buldum ve oralara yolunuz düşerse ya da başka bir Avrupa ülkesinde İrlanda yahnisi yapan bir yer görürseniz denemenizi tavsiye ederim.Aslında annelerimizin yaptığı klasik haşlama yemeklerinden çok da farkli değil.İçine konulan taze kekik,biberiye ve kereviz sapı;kuzu eti,patates ve havuçdan yapılmış sıradan bir haşlama yemeğini çok lezzetli hale getirmiş.
Özellikle nerede yiyelim diye sorarsanız,Dublin'de Temple Bar bölgesindeki pubların birinde yiyebilirsiniz.










10 Nisan 2012 Salı

Çırağan'da öğle yemeği...

Çırağan Oteli'nin içinde bulunan Laledan Restoran'da,muhteşem deniz manzarası eşliğinde keyifli bir öğle yemeği yiyebilirsiniz.Laledan'da özellikle kısa sürede keyifli bir yemek için, çok sade fakat lezzetli günlük öğle yemeği menüsü sunuluyor.Ben çok lezzetli bir minestrone çorbası ve İtalyan usulü tavuk ızgaradan yana yaptım seçimimi.Sade yemek menüsünü  kıyasla,zengin bir şarap menüsü var.Yanında ikram edilen yıllanmış parmesan da çok leziz.Tatlı olarak da muhteşem ve gerçek bir tiramisu..Yemeklerin yanısıra servis de gerçekten çok özenli.Yolunuz düşerse mutlaka deneyin derim.

6 Nisan 2012 Cuma

MUHTEŞEM İSTANBUL MANZARA'SI VE YEMEK KEYFİ...

Uzun zamandır blogumdan ayrı kalmıştım.Yemek keyfine dönüştürdüğüm,yağmurlu ve soğuk bir İstanbul seyahatini paylaşmak istiyorum...

Mikla Restaurant

Mikla ünlü şef Mehmet Gürs'ün sahibi olduğu restaurant.Menüsü de
gerçekten kendisine yakışır bir şekilde hazırlanmış.The Marmara Pera Oteli'nin teras katında bulunan Mikla,misafirlerine muhteşem bir manzara keyfi yaşatıyor öncelikle...menüsü de oldukça özenle seçilmiş ve sade.Ana yemeklerde süz kuzusundan yapılmış et yemeklerini şiddetle tavsiye ederim.Oldukça da zengin bir şarap menüsü var.Ben yanında İtalyan Chianti tercih ettim.Çok hafif ve içimi güzel..Tatlı menüsüne çok kefil olamıycam ama keyifli bir akşam yemeği için gidilmesi gereken bir yer.